ENERJİ NEDİR?
Birisine şefkat göstermek istediğimizde başını veya yanağını okşarız, teselli etmek veyadestek olmak istediğimizde sırtına dokunabiliriz.
Yolculuğa uğurlarken el sallayarak aramızdaki bağı hissettiririz, bebeklerin gaz sancısını gidermek için sırtını sıvazlarız, onu sakinleştiririz. Bir yerimiz ağrıdığında kendiliğinden elimizi ağrıyan yere koyarız vs...
Şimdi en pratik yoldan bu enerjiyi hissetmek adına avuçlarınızı birbirine sürtün ve bir iki dakika onları karşılıklı tutarak avucunuzdaki titreşimi hissedin. Mesafeyi bazen açın, bazen daraltın. Sanki ellerinizin arasında esneyebilen bir enerji varmış gibi algıladığınızı görebilirsiniz. Bu deneyimin ardından son paragraftaki adımları uygulayabilirsiniz. Böylece doğuştan enerjinizi kullanma potansiyaliniz olduğunu fark edebilirsiniz.
REİKİ ENERJİ METODU
Kelime anlamı olarak evrensel yaşam enerjisi demektir.
Rei= Evrensel
Ki= Yaşam Enerjisi
1900'lü yılların başında Mikao Usui tarafından keşfedilmiştir. Reikide herhangi bir inanç veya din yoktur. Her inanca sahip kişiler tarafından uygulanabilir.
Reiki evrenseldir ve hiç kimsenin tekelinde değildir. Reiki tıbbi tedaviyi tamamlayan bedensel ve zihinsel gerginliklerden kurtulmayı amaçlayan bir alternatif tıp şeklidir.
Reiki uygulayıcıları, hastanın tıbbi tedaviyi görmesi gerektiğine inanır. Dünya üzerinde birçok hastane tedaviyi tamamlayıcı olarak kabul etmektedir. Bağımlılıklardan kurtulma yorgunlukların giderilmesi,kullanılan ilaçların yan etkisinin azaltılmasında ve daha birçok alanda sıklıkla kullanılır.
Reikiyi kullanabilmek için Reiki Master tarafından uyumlanmanız gerekir. Ellerinizde bulunan çakralar uyumlama esnasında aktive edilir.
Reiki ile her insan kendi kendinin şifacısıdır. Farklı seviyelerde Reiki Eğitimi vardır. Burada önemli olan Reiki Masterınızın yeterliliğidir. Reiki Eğitimi için bulunduğunuz şehir yada ülke önemli değildir.
REİKİ 1
Reiki eğitiminin ilk aşamasıdır. Şifanın dokunarak aktarımının öğretildiği bölümdür.
Reiki 1 alan kişiler kendilerine, çevrelerindeki kişiler ve diğer canlılara dokunarak enerji vermeyi öğrenirler.
Reiki 1 uyumlanması evrensel yaşam enerjisine kişiyi açar. Ellerdeki çakralar insiasyon ile açılır. Şifa niyetiyle eller ile bir canlıya dokunulması ile yüksek bir enerji o canlıya aktarılır.
Reiki 1 uygulayıcılık programı uyumlama ve teorik olarak ikiye ayrılır.
Teorik Eğitimde İçerik
Bunlardan sonra uyumlama yapılır. Uyumlama işlemi el verme işlemine benzemektedir.
REİKİ 2
Reiki'yi tam anlamıyla anlamak için 2. seviye çok önemlidir. Eğitimi alan kişi uzaktan şifa verme yöntemini öğrenir.
Bu seviyede reiki sembolleri öğrenilir, nasıl kullanacağınıza dair teknikler öğretilir. Semboller, reiki uygulanırken çizilmesi yada sembolleri zihinde canlandırarak reiki enerjisine bağlanılmasını sağlar.
Reiki sembolleri kutsal olduğundan gizli tutulur.
Sadece Reiki 2 Uygulayıcılık programına katılanlara gösterilir ve öğretilir. Bu semboller mental sembol, uzaklık sembolü ve güç sembolüdür.
Reiki 2 uygulayıcılık programına katılanlar, zaman ve mekandan bağımsız olarak uzaktan reiki enerjisi verebilir.
Reiki 2 uygulayıcıları, gelecekteki ve geçmişteki olaylara ve varolan durumlara reiki ile şifa gönderebilir.
REİKİ 3A
Reiki uygulayıcılık programının son basamağıdır. Bu aşamada kişiye mantra ile master sembolü verilir. Bu programa dahil olan kişi Usui REİKİ MASTER olur
Bu aşama Reiki eğitmenliği aşamasına hazırlık aşamasıdır.
Bu aşamadan sonra kişi astral boyutta çalışmaya başlar. Eğitmenlik aşamasında ihtiyaç duyacağı gelişimleri tamamlar.
Reiki 3A Uygulayıcılık programına katılan kişi öğrenci yetiştiremez. Reiki 2 uygulayıcılık programını tamamlamış kişiye eğitmeni onay verdiği takdirde Usui Reiki 3A (Reiki Master) ve Usui Reiki 3B (Reiki Master Teacher) uyumlamaları yapılabilir.
KUANTUM DOKUNUŞ ENERJİ METODU
Amerikalı şifacı Richard Gordon tarafından geliştirilen Kuantum Dokunuş, ellerle uygulanan bir yöntemdir. Kuantum Dokunuş'u uygulamak için beden taramaları yaparak farkındalığımızı arttırmak ve nefes tekniklerini öğrenmek yeterlidir.
Kuantum Dokunuş sayesinde evrensel yaşam enerjisini, nefesimiz yardımıyla güçlendirip ellerimizle yönlendirebiliriz. Evrende var olan ve genellikle farkında olmadığımız için yararlanamadığımız bu enerji, hafif dokunuşlarla kendimizin veya başkalarının enerji titreşimlerini yükselterek vücudun kendi kendini iyileştirme gücünü uyandırmaya aracılık eder. Kuantum Dokunuş ğitimi alan bir kişi, kendisine ve etrafına uygulama yapabilir...
Tüm canlıların bedenleri mükemmel bir donanıma sahiptir. Tüm organlar ve dokular insan zekasının çok üstünde bir ahenkle işler. Bedendeki enerjinin titreşim seviyesi düştüğünde ise denge bozulur ve hastalıklar baş gösterir.
Rezonans yasasına göre işleyen Kuantum Dokunuş, bedenin düşük titreşimli bçlgelerinin yüksek titreşimli bölgelere uyumlanmasını sağlayarak sistemimizin dengeli bir şekilde gerçekleşmesine aracılık eder.
Kuantum Dokunuş uygulayıcısı, Kuantum Dokunuş tekniklerini uygulayarak kendi enerji frekansını en yüksek seviyeye çıkarır. Uygulayıcı, elleriyle bedendeki düşük titreşimli bölgeye dokunduğunda, o bölgenin zayıf olan enerjisi kendisine sunulan bu yüksek titreşime uyumlanır. Yapılan araştırmalar, dokunularak (kucağa alınan, okşanan, elinden tutulan vb.) büyüyen bebeklerin, bu duygulardan yoksun büyüyen yaşıtlarına göre daha iyi ve hızlı geliştiklerini, daha az hastalandıklarını ve bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu göstermiştir. Dokunmadaki gizem, sıradan fiziksel bir dokunuştan ziyade, sevgi ile yoğurulmuş evrensel yaşam enerjisinin aktarılmasıdır.
EFT (EMOTİONAL FREEDOM TECHNİQUE) ENERJİ METODU
EFT, geleneksel Çin tıbbındaki akupunkturyöntemlerine dayanan bir enerji çalışmasıdır. Kişi, parmak uçlarıyla vücudundaki bazı akupunktur noktalarını tıklar. Buradaki temel prensip herhangi bir olumsuzluktan dolayı vücutta tıkanıklığa uğrayan enerji akımlarının tıklama yoluyla normal hallerine geri dönmeleridir. Böylelikle enerji akımı tıkanıklığa neden olan problem ortadan kalkar ve yerine olumlu düşünce veya davranış modelleri yerleşir.
Duygusal özgürleşme tekniğidir. Enerji meridyenlerini uyarma açısından akupunktur ve akupres ile olumlamalar açısından da NLP'nin ortak bir sentezi diyebiliriz.
TAT (TAPAS AKUPRESÜR TEKNİK) ENERJİ METODU
Kısaca TAT olarak anılan Tapas Akupresür Tekniği, Amerikalı akapunktur uzmanı Tapas Fleming tarafından 1993 yılında geliştirilmiştir. Günümüzde, enerji psikolojisi alanındaki en etkili yöntemlerden birisi olarak kabul eddilen TAT; alerjilerin, fobilerin ve duygusal acıları çözümlenmesinde eşsiz çözümler sunup dünya üzerinde binlerce insan tarafından kolaylıkla uygulanmaktadır.
Çok sayıda bilimsel araştırmaya konu olan TAT, halihazırda Amerika'da bazı üniversitelerde ders olarak okutulmakta ve bazı hastanelerde kullanılmaktadır. Deprem ve doğal felaket mağdurlarına yönelik travma terapilerinde de sıklıkla başvurulan TAT'ın ilginç bir keşif öyküsü var. Geleneksel Çin Tıbbı konusunda uzmanlaşmış olan Tapas Fleming, meslek hayatı boyunca alerji tedavisine yönelik basit ve etkili bir yöntem arayışında olmuştu. Bir gün ofisinde uyuyakalmışken bazı akupunktur noktalarının bu konuda işe yarayabileceği içgörüsüyle uyandı. Hastaları üzerindeki uygulamaları onu haklı çıkarmıştı. Çalışmalarına devam eden Tapas, keşfettiği yönteme kafatasının arka bölümünde yer alan görme merkezi oksipital bölgeyi de entegre ettiğinde, TAT son halini almış oldu.
Tapas, bu yöntemin alerjiler üzerindeki, dönüştürücü etkisinin yanında duygusal acıların olumsuz etkilerini de temizlemeye destek olduğunu fark ettiğinde çalışmalarında çığır açacak yepyeni bir bakış açısı geliştirdi.
Bedenlerimizin yaşayan bir tarihi vardı. Önceki nesillerde tecrübe edilen deneyimler, hücresel boyutta sonraki nesillere aktarılıyordu ve TAT sayesinde hücrelerin hafızaları dönüşebiliyordu.
Halen Kaliforniya'da yaşayan Tapas Fleming, TAT'ın yaygınlaştırılması için çalışmalarına devam etmektedir.
KÖK ÇAKRA
Kuyruk sokumunun tam ucundaki bu çakra dünyevi işler müdürüdür. Hayata tutunmayı, köklenmeyi, yaşam gücünü temsil eder. Rengi kırmızıdır. Yeryüzüne doğru kırmızı bir ışık sütunu olarak imajine edilebilir. İyi çalışan bir kök çakra ile dünyaya sağlam bir şekilde kök salabilirz. Fırtınalarda uçup gitmemek, hızlı değişimlere uyum sağlamak,hayattaki haklarımızı sahiplenmek ve maddi kazanımlar bu çakradaki enerjinin dengeli olması ile mümkündür.
Kök çakra organları bacaklar, bağırsaklar, kollar, prostat, sindirim sistemi, idrar sistemi, kemikler, omuga, tırnaklar, dişler vb. omurga ve sinir sistemini kontrol eder.
Bu çakranın toprak ve sağlamlıkla derin bir bağı vardır.
Sandal ağacı, huş ağacı, gül ağacı, karanfil, mercanköşk, fesleğen, selvi, sedir gibi koku esansları kök çakrayı dengelemeye yarar. Kök çakranın mantrası ' Lam' sesi ve ' O' dur. Kök çakranın sembolü 4 taç yapraklı lotustur. Kök çakraya iyi gelen ürünler kahverengi pirinç, fasulye, mısır, peynir, buğday, çerezler, protein ve etler.
Kök çakranın enerjisinin gerçekliği 'Sahip Omaktır' Fiziksel olarak var olma bu çakranın temel prensibidir. Fazla çalışan kök çakra maddiyata aşırı düşkünlük, zayıf kök çakra maddi - zafiyet ve bu dünyaya ait hissedememe ile ilintilenir.
Kök çakra enerjinizde dengesizlik varsa :
CİNSEL ( SAKRAL ) ÇAKRA
Göbek deliğimizin 2 parmak altındadır. Rengi turuncu olan bu çakradaki enerji ile cinselliğimiz, iştahımız, yaratıcılığımız gerçekleşir. Yaşamdan haz alabilmek bu çakranın düzenli düzenli çalışması ile ilgilidir.
Cinsel çakra duygusal kimlik, duygularımızla bağ kurduğumuz alanımızdır.
Sakral çakra süzülmemiş ilkel duyguların, cinsel enerjilerin ve yaratıcılığın merkezidir. Bireyin kendi merkezi anlamına da gelir.
Yumurtalık, prostat bezi, erbezleri. Bunların işlevleri erkek ve dişi cinsel özellikleri göstermenin yanında, regl düzenini sağlamaktadır.
Leğen kuşağı , kemikler, üreme organları, böbrekler, mesane. Kan, lenf, mide suyu, sperm gibi bütün sıvılar.
Tat alma duyusunu temsil eder. Temel ilkesi ' varlığın yaratıcı üremesi'dir. Su elementi ile temsil edilir. Mantrası 'yam'dır.
Cinsel Çakra Enerjinizde Dengesizlik varsa:
Sakral çakraya mercan, kalsit, sitrin, kehribar kristalleri iyi gelir. Simgesi 6 yapraklı lotustur.
Havuç, biber,balkabağı, zerdeçal, zencefil,kimyon, kavun, portakal bu çakraya iyi gelen gıdalardandır.
MİDE SOLAR PLEKSUS ÇAKRASI
Göbek deliğinin 3 parmak üstünde yer alır. Bu çakra daha bireysel konuları etkiler. Bireysel kimliğimiz, kişiliğimiz ve birey olarak sahip olduğumuz tüm özelliklerle alakalı olan çakradır. Bu yüzden özgüven, kendimize duyduğumuz saygı ve inancımız, egolarımız hayatta kaldığımız kararlarımızla doğrudan ilgilidir. Mide çakrası düzgün çalışan bireyler güçlü bir iradeye sahiptir. Kişinin güç merkezidir.
Ailemizden, toplumdan, geleneksel olgudan aldığımız tüm inanç ve bilgiler buradadır. Bu çakra dengede olduğunda birey, kendisini sever ve saygı duyar, böylece özsaygısı artar ve çevresiyle bu enerji kanalından bağlantı içine girer. Onayı kendisinden alır. Gerçek kişisel kimliğini bulur. Mide çakrası duygusal bedenden direk olarak etkilenir. Dengeli bir mide çakrası sorunlarda çözüme odaklanma becerisini, seçim yapma ve sesini dinleme kapasitesini getirir, kişiye empati yeteneğini armağan eder.
Simgesi 10 yapraklı lotustur. Rengi sarıdır. Elementi ateştir. Mide , pankreas, üst bağırsaklar, safra kesesi, karaciğer, orta omurga, karın, sırtın altı, sindirim organları, sinir sistemi ve diyaframı kapsar.
Karbonhidratlar, nişastalar, mısır, limon, elma, muz bu çakraya iyi gelen gıdalardır.
Kaplan gözü, altın labrodit, altın topaz, amber, sitrin bu çakraya iyi gelen doğal taşlardır. Mantrası 'Ram'dır.
Mide Çakra Enerjisinde Dengesizlik Varsa;
KALP ÇAKRASI
İki göğüsün arasında kalbin hizasındadır. Sevgi ve şefkatin merkezidir. Sevgiyi alabilme ve verebilme yeteneğini barındırır. Kişinin sevgi, şefkat, güven, merhamet, kıskançlık, öfke, enfişe gibi duygusal tepkileri üzerine odaklanır. Kişinin duygusal bedeni ile bağlantılıdır. Duygusal ve güvende olma farkındalığı varoluşun daha üst ve daha alt planlarını birleştirir. Özgürce sevme yeteneği, korkusuz veya ben bilinçliliği olmadan burada üretilir. Kabul ve tahammül ile iyileşme bu çakranın sistemidir.
Gül yağı kalp çakrası için harika bir şifa aracıdır. Adaçayı kalp çakrasını dengelemek için çok iyidir. Zümrüt,yeşil yeşim, pembe kuvars, pembe turmalin doğal taşları bu çakraya faydalıdır. Hava elementini temsil eder. Timus bezi bu çakradadır. Kalp dolaşım sistemi, kaburga kemikleri, göğüsler, akciğerler, omuzlar, kollar, eller, deriyi kapsar. Yeşil meyve ve sebzeler ana gıdalarıdır. Mntrası 'yam'dır. Sembolü 12 taç yapraklı lotustur.
Kalp Çakrası Enerjisi Dengesizliğinde;
BOĞAZ (VİSHHIDHA) ÇAKRASI
Boyun ile boğaz arası çukur bölgededir.
Rengi; açık mavi
Elementi; eser ( kainattaki boşluğu dolduran, havadan hafif olan, ısı ve ışığı ileten cehver)
Duyusu; işitme
Mantrası; 'ham'dır
Boğaz çakrası için ana zorluk şüphe olumsuz düşünmedir. Bilginizi meditasyon ve doğrudan deneyim yoluyla kazandığınızda ve doğruladığınızda, şüphe ve olumsuzluk ortadan kalkar. 'Boğaz Çakrasının Yolu' ilham veren yaratıcılık,gerçeğin peşinde koşma ve paylaşma yöntemidir.
İnandığın şey için ayağa kalkmanın,gerektiğinde hayır demenin ve söylediklerinize açık ve dürüst olmanın yolu budur.
Yaratıcı olmaya cesaretin var mı? Sonsuz olasılıklarla dolu bir hayata açılmaya cesaretin var mı?
Beşinci çakra doğrudan kişisel bütünlüğünüze şeref duygunuza bağlanır. Bir iletişim merkezi olarak, sadece kim olduğunuzu ve neyi temsil ettiğinizi ifade etmenizi değil, aynı zamanda başkalarını derinlemesine dinlemenizi sağlar.
Açık Visuddha çakrası olan bir kişi iyi bir dinleyicidir, başka bir kişinin duyulma deneyimine sahip olmasını sağlar- en derin insani ihtiyaçlardan biri.
Boğaz çakrasına iyi gelen gıdalar, yaban mersini, elma, armut, kayısı, eriktir... Papatya bitkisi Boğaz çakrasını besler...
Akuamarin,Amozonit, Mavi Kalsit, Kristal Kuvars, Safir, Turkuaz (firuze), Mavi Turmalin, Lapislazuli kristal taşları Boğaz Çakrasına iyi gelir...
Bedende etkilediği bölgeler; boyun omurları, omurilik başı, boğaz, çene, dişler, ağız, dil, tükürük bezleri, kulaklar, burun, ses telleri, nefes, yemek boruları, akciğerler, bronşlar, kollar (bedendeki dengedir, denge bozulduğunda kollar ağırır)
İlgili salgı bezleri; tiroit ve paratiroit. Tiroit bezi, gırtlağın hemen altında, nefes borusunun iki yanında yer alır. Salgıladığı hormonla sağlıklı ve dengeli bir yaşam için vücut metobolizmasının hızını ayarlar. Paratiroit bezi, kemiklerdeki ve kandaki kalsiyum miktarını dengeler. Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler. İtirafta bulunma cesaretine sahiptir. Boğaz çakrası yoluyla gerçekleşen bu eylemle, kişi olumsuz düşünce kalıplarından ve korkularından da arınmış ve rahatlamış olur.
Boğaz çakrasındaki enerjinin dengede olmadığı zaman kişide; yargılanmak kaygısı, kişisel ve mesleki ilişkilerde söz hakkı ya da seçim gücünü ve kendi irade gücünü kaybetme kaygısı gibi kaygılar ortaya çıkar. Boğaz çakrasındaki enerji yetersiz olduğunda, kişi kendini özgürce ifade edemez.
Duygu ve düşüncelerini yeterince açıklayamama gibi bir yapı oluşur. Kekeleme baskındır. Kendine güvenmez, korkak, utangaç, sessiz ve eziktir. Kendinden ve gerçeklerden kaçar, irade zayıflığı görülür.
Boğaz çakrası insanın irade, ifade ve iletişim yeteneği ile gerçeği yansıtabilmenin merkezidir.
Bu çakra kişiye iradesini nasıl kullanacağını öğretir. Yaşamında iradesi üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlar. Yaşamımızın her ayrıntısında seçim yapmak durumundayızdır. Yaşam boyunca yapılan her seçim de kişisel irademiz ile olur. Hem alt hem üst bağlantısı vardır. Çakraları dilidir.
Hem başkalarını, hem de kendi iç sesimizi dinlemek, bu çakranın enerjisi gereğidir. Simgesi 16 yapraklı lotustur. Uyumlu çalışan bir boğaz çakrasıyla, düşünceler ve duygular özgürce ve cesaretle ifade edilir. Kişinin konuşması gür ve akıcıdır. Kullandığı sözcüklerin gücünün farkındadır. Sözlerden yayılan enerjinin bedeninde, zihninde ve ruhunda yaratacağı etkilerin bilincindedir. Karın çakrası da dengeli ise, kişi yaratıcılığını hem sözle, hem de spor yada sanat dallarının biriyle özgürce ifade edebilir. Hayır diyebilme ve ihtiyacını söyleyebilme cesaretine sahiptir. Kendisine ve başkasına verdiği sözü tutar. Yalan söylemez. Sözünün eridir.
ÜÇÜNCÜ GÖZ (AJNA) ÇAKRA
Boğaz çakrasıile taç çakra arasında yer alan altıncı çakramızdır. Alın çakrasının elementi ışıktır. Bu çakra sezgi, bilgelik, anlayış ve içsel görüşle ilgilidir ve endokrin sisteminin iç salgı bezlerinden 'Hipofiz ve Epifiz ' bezi ile bağlantılıdır. Aalın çakrası ile bağdaştırılan renk indigo/ çivit mavisidir. İndigo / çivit bilgeliği, gizemi, büyüyü ve inancı simgeler. Zamanın ötesine geçer. Beyinde, kaşta, burun tabanının üstünde bulunur. Bu çakranın armağanı hem iç hem de dış dünyaları görmektir. Bu çakranın enerjisi, manevi tefekkür ve kendini yansıtma hediyelerinin yanı sıra açık düşünceyi deneyimlememizi sağlar. Görme armağanı ile dış dünyayı içselleştirebiliriz ve sembolik bir dille iç dünyayı dışsallaştırabiliriz. Ajna'nın enerjisi varlığımızın derinliklerinden gelen iç rehberliğe erişmemizi sağlar. Yanılsamayı kesmemize ve daha derin gerçeklere erişmemize izin verir zihnin ötesinde, kelimelerin ötesini görmek.
'Üçüncü gözün yolu' her şeyi 'tanık' yada 'gözlemci' noktasından görmek ya da herşeyin an be an farkında olmak.
Kendini sınırlayan fikirleri incelemek ve iyi ya da kötü, siyah ya da beyazın ikiliklerini aşan bir perspektiften gelen bilgelik geliştirmek anlamına gelir. Bu, başkalarının hayatlarındaki durumların daha derin anlamlarını görmelerini görmek ve onlara yardım etmek anlamına gelir.
Altıncı çakra doğada bütünseldir. Bu çakra tamamen aktive olduğunda, beynin he riki yarıküresi senkronlu çalışır. Sağ yarıkürenin yaratıcılığı ve sentetik düşüncesi, sol yarıkürenin mantıksal ve analitik düşünüşüyle bütünleşmiş ve dengelenmiştir.
Üçüncü Göz sadece bilgeliğin yeri değil, aynı zamanda bir vicdan merkezidir. Sadece neler olduğunu görmekle kalmaz, aynı zamanda bunun ne anlama geldiğini de bilirsiniz. Adalet ve ahlak anlayışınız buradan kaynaklanır.
Üçüncü gözünüz açıkken, sadece görmekle kalmaz aynı zamanda anlarsınız. Alın (3. göz) çakramız dengeli olduğunda, hayatımızı netlikle, güçlü sezgilerle, iç görüyle,kişisel farkındalıkla ve duygusal dengeyle görür ve yaşarız. Dengeli bir 3. göz vasıtasıyla maddi ve manevi dünya arasındaki farkı kavrayabildiğimizden, maddesel şeylere tutunmayız ve hayal gücü yüksek, yaratıcı bir karakter ortaya koyarız. Alın çakrası beynimizden de sorumlu olduğu için bu enerji merkezinin dengeli olması,zihnimizin sakin olmasını ve olayları, durumları kişisel sorunlarımızdan bağımsız olarak görmemizi sağlar. Dengeli çakranın özelliklerini bir de mini bir şekilde listeleyelim:
Aşırı aktif bir 3. göz, kişinin kafasının karışmasına ve psişik ve psikolojik sıkıntıya girmesine neden olur. Bu enerji merkezinin aşırı aktif olması, aşırı hayal gücüne yol açar ve kişini gerçekliğe tutunmasını zorlaştırır. Bireyin ayakları yere basmıyorsa ya da daha açık söylemek gerekirse, kök çakra ve diğer çakraları yeterince dengeli değilken yüksek enerji merkezleri (3. göz ve taç çakra) aşırı aktif olursa kişi bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak ciddi dengesizlikler içine girer. Bu durum ayrıca, yaşanılan olayları başka yönlerden deneyimleme ve değerlendirmeyi bloke eder ve bu durum ve/veya durumlar bütün açılardan deneyimlenip, deneyim süzgecinden geçirilmediğinde ise rüyalar kabuslar ve obsesif hareketler/ fantaziler olarak karşımıza çıkar. Bu çakranın gıdaları: Çiğ ceviz, çiğ badem, haşhaş tohumu, tam tahıllar, mantar, goji, acai, üzüm, böğürtlen...
Aventurin Azurit Florit Kristal Kuvars Krizokol Kunzit Kyanit Labradoit Lapis Opal Pirit Rutil Kuvars Safir Sodalit Sugulit Zümrüt doğal taşları alın çakramızın dengelenmesine destek verir.
Alın (3. göz) Çakrası Enerji Dengesizliği varsa;
TAÇ (SAHASRARA) ÇAKRA
Taç çakramız, konum itibariyle başımızın üst kısmında yer almaktadır. Rengi mor ve beyazdır. Mantrası 'aum'dur.
Bedenimize giren evrensel enerjinin giriş kapısı denilebilir taç çakramız için ve burası Hindu geleneklerinde ruhsal bağlantımızın sağlandığı nokta olarak görülmektedir. Birlik ve zıtlığı olarak ele alabileceğimiz ayrılık düşünceleri ile bilincimizi sembolize eder. Bedende etkilendiği bölgeler; beyin, kafatası, sinir sistemi, iskelet sistemi, kas sistemi. Geleneksel olarak, bu çakranın enerjisi sadece beynin işleyişini değil , aynı zamanda sinir sistemi, iskelet sistemi ve dolaşım sistemi de dahil olmak üzere bedenin tüm önemli sistemlerini etkiler.
İlgili salgı bezi; epifiz. Epifiz bezi melatonin hormonunu üretir. Melotonin güçlü bir antioksidandır. Bu da uyku düzenini, deriye renk veren pigmentin deri hücrelerinde yoğunlaşmasını ya da seyrelmesini ve de beynin yaşlanmasına sebep olan maddeleri önlemesini sağlar. Meditasyon ve yoganın epifiz bezini uyararak, melatoninin daha fazla üretilmesine neden olduğu da bilinmektedir. Taç çakradaki enerjinin dengede olması, kişiyi birey kavramından, bütünlük kavramına ve teslimiyet bilincine taşır. Belirli kalıplara takılı kalmadan kendini yaşamın akışına bırakabilir. Tüm sorularının cevaplarının kendi içinde olduğunun farkına varır. Ametist doğal taşı taç çakranın dengelenmesine iyi gelir.
Taç çakra fiziksel ortamdan beslenmez dolayısıyla ilahi boyuttan ve diğer çakralardan taşınanlarla beslenir. Taç çakradaki enerjinin dengede olmadığı zaman kişide; ruhsal konulara ilişkin kaygılar, çevresindeki insanlar ve yaşam ile bağlantıyı kaybetme kaygısı gibi kaygılar ortaya çıkar. Taç çakramızın dengesizliğinde kronik migren, felç, beyin, tümörleri, amnezi, koma hali ile bilişsel hezeyanlar tezahür edebilmektedir ve ayrıca stres kaynaklı rahatsızlıklar, anksiyete bozuklukları, histeri ve depresyon kaynaklı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.